
03 Eyl Hukuk Muhakemeleri Kanununda Yapılan Değişiklikler
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 22.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve bu sayede 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bazı köklü değişikliklere gidilmiştir.
Halat Hukuk ve Danışmanlık olarak, güncel değişiklikleri takip ediyor ve olası hak kayıplarının önüne geçiyoruz. Aşağıda yapılan bu değişiklikleri açıklayıcı şekilde sizlerle paylaşacağız.
- Madde 20 – İşbu madde ile mahkemelerde görevsizlik ve yetkisizlik üzerine yapılacak işlemler düzenlenmiştir. Madde yeni haliyle;
‘’Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise
kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ
tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, dava açılmamış sayılır ve mahkemece bu konuda resen karar verilir.
(2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme,kendiliğinden taraflara davetiye gönderir ‘’ şeklinde değiştirilmiştir.
- Madde 28 – Aleniyet İlkesi’nin düzenlendiği maddede değişiklikle birlikte duruşmaların bir kısmı veya tamamının gizli yapılması halleri genişletilmiştir. Buna göre madde yeni haliyle şu şekildedir.;
‘’(2) Duruşmaların bir kısmının veya tamamının gizli olarak yapılmasına ancak genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin yahut yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde, ilgilinin talebi üzerine yahut resen mahkemece karar verilebilir.’’
- Madde 36- Ret Sebepleri’nin düzenlendiği maddeye hakimin reddi gereken bir hal daha eklenmiştir. Buna göre;
‘’uyuşmazlıkta arabuluculuk veya uzlaştırmacılık yapmış bulunması’’ hali hakimin reddini gerektiren bir diğer sebep olarak kabul edilmiştir.
- Madde 38 ve Madde 42- Ret Usulünü düzenleyen 38. Maddeden;
‘’(6) Ret sebebi sabit olmasa bile, merci bunu muhtemel
görürse, ret talebini kabul edebilir.
(7) Ret sebepleri hakkında yemin teklif olunamaz.
(9) Bu kararlar aleyhine ancak hükümle birlikte kanun
yollarına başvurulabilir. ‘’
hükümleri kaldırılmış ve Ret talebinin incelenmesini düzenleyen 42. Maddeye 6 ve 7. Fıkralar eklenmiştir.
Bu değişiklikle hakimin reddi usulünde değişikliğe gidilmiş olup, bu kararlar aleyhine kanun yoluna başvuru için hükmün beklenmesi gerekliliği ortadan kaldırılmıştır.
- Madde 94- Kesin sürenin düzenlendiği işbu maddede yapılan değişiklikle; uygulamada kesin süre olup olmadığı ve yaptırımı hakkında çıkan uyuşmazlıklar önlenmeye çalışılmış, hakim tarafından verilen sürenin ‘kesin süre’’ kabul edilmesi için yapılması gereken işlemler açıklanmış ve muğlaklık giderilmiştir. Buna göre;
‘’(2) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu taktirde hakim,tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder.Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir;bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. ‘’ şeklinde madde değiştirilmiştir.
- Madde 107- ‘’Belirsiz Alacak ve Tespit Davası’’ madde başlığı ‘’Belirsiz Alacak Davası’’ şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca ;
‘’(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir. ‘’ hükmü de yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre tespit davası açılması halinde hukuki yarar olup olmadığı incelenebilecektir.
Madde metninde yapılan bir diğer değişiklik ise, iddianın genişletilmesi yasağıyla ilgilidir. Değişiklikle birlikte, iddianın genişletilmesi yasağının istisnası ve kapsamı belirlenmiştir.
“(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.”
7- Madde 116- İlk İtirazların konusunu belirleyen işbu maddeden ‘’İş bölümü itirazı’’ kaldırılmıştır.
8- Madde 120- ‘’ Harç ve Avans Ödenmesi’’ başlığı ‘’Harç ve Gider Avansının Ödenmesi’’ şeklinde değiştirilmiş ve “Taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen delil avansına ilişkin 324 üncü madde hükümleri saklıdır.” hükmü eklenmiştir.
9- Madde 123-‘’ Davanın Geri Alınması’’ başlıklı maddenin yeni hali;
‘’(1) Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.’’ Şeklindedir. Böylece davanın geri alınmasının sonucu belirlenmiştir.
10- Madde 125- Dava konusunun devrini düzenleyen işbu maddenin a bendindeki ‘’davacı davayı kazanırsa’’ ifadesi ‘’dava davacı lehine sonuçlanırsa’’ şeklinde değiştirilmiş, ayrıca 2. Fıkraya “Bu takdirde dava davacı aleyhine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.” cümlesi eklenmiştir. Buna göre; dava açıldıktan sonra davacı tarafından devredilir ve davacı aleyhine sonuçlanırsa davacı ve devralan davacı yargılama giderlerinden müteselsil sorumluluk kapsamında sorumlu tutulacaktır.
11- Madde 127 – Cevap dilekçesini verme süresini düzenleyen maddeye, süresi içinde ek süre isteyen davalıya bir defaya mahsus ve 1 ayı geçmeyecek şekilde verilecek sürenin ‘’ cevap süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlamak’’ üzere verilebileceği cümlesi eklenmiştir. Böylece ek sürenin başlangıç tarihi belirlenmiştir.
12- Madde 139 – Ön inceleme duruşmasına daveti ihtiva eden bu maddede ön inceleme duruşması için çıkarılacak davetiyede ihtar edilecek hususlar düzenlenmiştir.
‘’Çıkarılacak davetiyede aşağıdaki hususlar ihtar edilir:
- a) Duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar.
- b) Tarafların sulh için gerekli hazırlığı yapmaları.
- c) Duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği.
ç) Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına karar verileceği.’’
Düzenlemeye göre; ön inceleme duruşmasında bir tarafın gelmesi halinde gelmeyen tarafın muvafakatine ihtiyaç olmaksızın iddia ve savunmayı genişletebileceği istisnası kaldırılmıştır.
Delillerin sunulması, eksikliklerin giderilmesi amacıyla ön inceleme duruşmasında verilen 2 haftalık kesin sürenin ise davetiyenin tebliği ile başlayacağı kabul edilmiştir. Yapılan değişiklikler, usul ekonomisi bakımından mümkün olan en kısa sürede yargılama aşamasının tamamlanmasına hizmet etmektedir.
13- Madde 140- Ön inceleme duruşmasını düzenleyen maddenin 2. Fıkrasındaki; “sulhe veya arabuluculuğa” ibaresi “sulh ve arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları hakkında aydınlatarak sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder.” şeklinde ve beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir;
“139 uncu madde uyarınca yapılan ihtara rağmen dilekçelerinde gösterdikleri belgeleri sunmayan veya belgelerin getirtilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilir.”
14- Madde 141- İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesini düzenleyen bu maddede yapılan değişiklikle; ‘’Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. ‘’ denmiştir. Böylece ön inceleme aşamasında mazeretsiz gelmeyen tarafın muvafakati aranmaksızın iddia ve savunmanın genişletilebilmesi istisnası kaldırılmıştır.
15- Madde 147 – ‘’Tarafların duruşmaya daveti’’ başlıklı maddede ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların tahkikata ve ‘’sözlü yargılamaya’’ davet edileceği düzenlenmiş, 2. Fıkraya ise; davet edilip de özrü olmaksızın gelmeyen tarafın “tahkikatın sona erdiği duruşmada sözlü yargılamaya geçileceği, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceği ve 150 nci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, yokluklarında hüküm verileceği bildirilir” ifadesi eklenmiştir.
16- Madde 149 – Anılan madde başlığıyla birlikte değiştirilmiş olup maddenin yeni hali aşağıdaki şekildedir;
‘’Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla veya başka yerde duruşma icrası’’
(1) Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları
yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilir.
(2) Mahkeme resen veya taraflardan birinin talebi üzerine ; tanığın, bilirkişinin veya uzmanın aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebilir.
(3) Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebilir.
(4) Mahkeme, fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına, yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi adalet komisyonunun uygun görüşünü alarak karar
verebilir.
(5) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.’’
17- Madde 177- Islahın zamanı ve şeklini düzenleyen maddeye yeni bir fıkra eklenmiştir. Böylelikle maddeye ek 2. Fıkra; ‘’Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.” Şeklinde olup, mevcut 2. Fıkra 3. Fıkra olarak korunmuştur.
18- 6100 sayılı Kanunun Beşinci Bölümüne, Altıncı Ayırımdan sonra gelmek üzere “Toplu Mahkemelerde Tahkikat” başlıklı Yedinci Ayırım ile aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Toplu mahkemelerde tahkikat
MADDE 183/A – (1) Dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra talep edilen delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbirleri de dâhil olmak üzere toplu mahkemenin görevine giren dava ve işlerde tüm yargılama aşamaları heyet tarafından yerine getirilir ve karara bağlanır.
(2) Heyet, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, iş veya davanın özelliğine göre tahkikatın, tahkikat hâkimi olarak görevlendirilen bir üye tarafından yapılmasına karar verebilir.
(3) Tahkikatın heyetçe yürütüldüğü iş veya davalarda mahkeme başkanı, belirli bazı tahkikat işlemlerini yapmak üzere, üyelerden birini naip hâkim olarak görevlendirebilir.
(4) Mahkeme başkanı, mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlar ve bu yolda uygun göreceği önlemleri alır.”
19- Madde 186 – ‘’Sözlü Yargılama’’ başlıklı maddenin ilk fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir; “Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada çer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. Şu kadar ki, 150 nci madde hükmü saklıdır.”
20- Madde 206 – İmza atamayanların durumunu düzenleyen maddeye; imza atamayanlar ibaresi ‘’okuma ve yazma bilmediği için imza atamayanlar’’ şeklinde değiştirilmiştir. Maddeye; ‘’ Okuma ve yazma bildiği halde imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından onaylanmasına veya düzenlenmesine bağlıdır.’’ Hükmü 2. Fıkra olarak eklenmiştir. Son olarak 4. Fıkradaki ‘’noterlerce düzenlenecek’’ ibaresi de ‘’noterlerce onaylanacak veya düzenlenecek’’ olarak değiştirilmiştir.
21- Madde 215- ‘’Belgelerin halefler aleyhine kullanılması’’ başlıklı maddede; bir kimsenin aleyhine kullanılabilecek belgelerin halefleri aleyhine de delil teşkil ettiği hükme bağlanmıştır. Değişiklikle birlikte ‘’adi senetlerin 3. Kişiler için hüküm ifade etmesi’’ ibaresi başlığa eklenmiş ve buna uygun olarak 2. Fıkra eklenmiştir; “Bir adi senet bakımından, kendisine ibraz olunduğu noter veya yetkili memur tarafından usulüne uygun olarak onaylanmış ise ibraz tarihi, resmi bir işleme konu olmuşsa işlem tarihi, imza edenlerden biri ölmüşse ölüm tarihi, imza edenlerden birinin imza etmesine fiilen imkân kalmamışsa bu imkânı ortadan kaldıran olayın meydana geldiği tarih üçüncü kişiler hakkında da hüküm ifade eder. Adi senette bahsedilen diğer senetlerin tarihleri, üçüncü kişiler hakkında ancak son senet tarihinin onaylanmış olduğunun kabul edildiği tarihte hüküm ifade eder.”
22- Madde 222- ‘’Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması’’ başlıklı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.”
23- Madde 281- ‘’Bilirkişi raporuna itiraz’’ başlıklı maddede, tarafların bilirkişi raporunun kendilerine tebliğinden itibaren iki hafta içinde eksikliklerin giderilmesi veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri belirtilmiştir. Değişiklikle birlikte bu talepler için ek süre verilebileceği düzenlenmiştir. Şöyle ki; “Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.”
24- Madde 290- ‘’Keşfin yapılması’’ başlıklı maddenin 1. Fıkrasına ‘’kapsamı’’ ibaresi eklenerek; keşfin yeri,kapsamı ve zamanının mahkeme tarafından tespit edileceği, 2. Fıkraya yapılan ekleme ile de; keşif tutanağına hakimin keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemlerinin de yazılacağı belirtilmiştir.
25- 6100 sayılı Kanuna 305 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Hükmün tamamlanması
MADDE 305/A – (1) Taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”
26- 6100 sayılı Kanunun 306 ncı maddesinin başlığı “Tavzih ve tamamlama talebi ile usulü” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına “Tavzih” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya tamamlama” ibaresi ile birinci ve üçüncü fıkralarına “tavzih” ibarelerinden sonra gelmek üzere “veya tamamlama” ibareleri eklenmiştir.
27- Madde 310- ‘’Feragat ve kabulün zamanı’’ başlıklı maddeye 2 ve 3. Fıkralar eklenmiştir.
‘’(2)Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.
(3)Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir. ‘’
28- Madde 314- ‘’Sulhun zamanı’’ başlıklı maddeye 2 ve 3. Fıkralar eklenmiştir.
‘’(2)Sulh, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar verilir.
(3)Sulh dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı sulh hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.’’
29-Madde 317- Dilekçelerin verilmesini düzenleyen maddede yapılan değişiklikle; cevap dilekçesinin verilmesi gereken 2 haftalık süreye ek süre verilmesi halinde, ek sürenin cevap süresinin bitiminden itibaren başlayacağını belirtmiştir.
30- Madde 323- ‘’Yargılama giderlerinin kapsamı’’ başlıklı maddenin 1/a bendindeki ‘’celse’’ ibaresi ‘’ başvurma’’ harcı olarak değiştirilmiştir.
31- Madde 331 – ‘’Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri’’ başlıklı maddenin 2. Fıkrasındaki ‘’ görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından’’ ibaresi, ‘’ görevsizlik veya yetkisizlik kararından’’ olarak değiştirilmiştir.
32- Madde 341- ‘’İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar’’ başlıklı maddenin 1. Fıkrasında ilk derece mahkemesinin hangi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulacağı belirlenmiştir. Bu kararlar şu şekildedir;
‘’(a)Nihai kararlar
(b)İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar.’’
33- Madde 353- ‘’Duruşma yapılmadan verilecek kararlar’’ başlıklı maddede bölge adliye mahkemesinin, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar vereceği haller belirtilmiştir. Bu hallerden birini içeren 6. Fıkra şu şekilde değiştirilmiştir; ‘’ Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.”
b/3 sayılı bendine ise; “başvurunun esastan reddine veya” ibaresi eklenmiştir.
34- Madde 356- Maddenin başlığı ‘’Duruşma yapılması ve karar verilmesi’’ olarak değiştirilmiştir. 2. Fıkra eklenmiştir;
‘’(2)Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmek veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dahil gerekli kararları verir.”
35- Madde 358 – ‘’Duruşmaya gelinmemesi ve giderlerin ödenmemesi’’ başlıklı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “gideri duruşma gününe kadar” ibaresi “gideri, iki haftadan az olmamak üzere verilecek kesin süre içinde” şeklinde ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(3) Belirlenen giderin, verilen kesin süre içinde yatırılmış olması kaydıyla, taraflar mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadıkları takdirde tahkikat yokluklarında yapılarak karar verilir. Belirlenen gider, süresi içinde yatırılmadığı takdirde, dosyanın mevcut durumuna göre karar verilir. Şu kadar ki, öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hâllerde başvuru reddedilir.”
36- Madde 359- ‘’Karar ve tebliği’’ başlıklı maddeye yeni bir fıkra eklenmiş, mevcut 3. Fıkra ise 4. Fıkra olarak korunmuştur. 4. Fıkraya ise ‘’bölge adliye mahkemesi tarafından’’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘’resen’’ ibaresi eklenmiştir.
‘’(3) Bölge adliye mahkemesi, başvurunun esastan reddi kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerini özetlemek ve ret sebeplerini açıklamak kaydıyla, kararın hukuk kurallarına uygunluk gerekçesini göstermekle yetinebilir.”
37- Madde 362 – ‘’Temyiz edilemeyen kararlar’’ başlıklı maddenin birinci fıkrasının (b) bendine “temyiz edilebilen alacak davaları” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar” ibaresi eklenmiş, (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki bent eklenmiştir.
“c) Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar.”
“g) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar.”
38- Madde 391- ‘’İhtiyati tedbir kararı’’ başlıklı maddenin 3. Fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir;
“(3) İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.”
Böylelikle gecikmesinde sakınca olan hallerin yol açabileceği zararlar önlenmeye çalışılmıştır.
39- Madde 393 – ‘’İhtiyati tedbir kararının uygulanması’’ başlıklı maddede yapılan değişiklik ile; ihtiyati tedbir kararının uygulanması talebinin, karar tarihinden itibaren yerine, bu kararın tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren 1 hafta içinde yapılmak zorunda olduğu belirtilmiştir.
40- Madde 394- İhtiyati tedbir kararına karşı itirazı düzenleyen maddenin 2. Fıkrasına; ‘’Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.’’ Hükmü eklenmiştir.
41- “MADDE 398 – ‘’Tedbire muhalefetin cezası’’ başlıklı maddenin yeni hali şu şekildedir;
(1) İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir.
(2) Şikâyet olunana, şikâyet dilekçesi ile birlikte duruşma gün ve saatini bildiren davetiye gönderilir. Davetiyede, savunma ve delillerini duruşma gününe kadar bildirmesi ve duruşmaya gelmediği takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunarak karar verileceği ihtar edilir.
(3) Mahkeme duruşmaya gelen şikâyet olunana, 5271 sayılı Kanunun 147 nci maddesinde belirtilen haklarını hatırlatarak savunmasını alır.
(4) Mahkeme, dosyadaki delilleri değerlendirerek gerekli araştırmayı yapar. Yargılama sonunda şikâyet olunanın ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymadığı veya tedbir kararına aykırı davrandığı tespit edilirse, birinci fıkra uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına; aksi takdirde şikâyetin reddine karar verilir.
(5) Taraflar, kararın tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde karara itiraz edebilir. İtirazı, o yerde hükmü veren mahkemenin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisinden sonra gelen daire; son numaralı daire için bir numaralı daire; o yerde hükmü veren mahkemenin tek dairesi bulunması hâlinde en yakın yerdeki aynı düzey ve sıfattaki mahkeme inceler.
(6) İtiraz merci, bir hafta içinde kararını verir. Merci, itirazı yerinde görürse işin esası hakkında karar verir. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
(7) Bu madde uyarınca verilen disiplin hapsi kararları kesinleşmeden infaz edilemez. Kesinleşen kararların infazı Cumhuriyet başsavcılığınca yapılır.
(8) Tedbir kararına aykırı davranışın sona ermesi veya tedbir kararının gereğinin yerine getirilmesi ya da şikâyetten vazgeçilmesi hâlinde, dava ve bütün sonuçlarıyla beraber ceza düşer.
(9) Disiplin hapsine ilişkin karar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilemez.”
42- Madde 402- ‘’Delil tespiti talebi ve karar’’ başlıklı maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir;
“(4) Tespitin yapılmasından sonra, tespit tutanağı ve varsa bilirkişi raporunun bir örneği mahkemece karşı tarafa resen tebliğ olunur.”
43- Madde 436- ‘’ Hakem kararının şekli, içeriği ve saklanması’’ başlıklı maddenin 3. Fıkrası şu şekilde değiştirilmiştir;
“(3) Hakem kararı; hakem, hakem kurulu başkanı veya ilgili tahkim kurumu tarafından taraflara bildirilir. Ayrıca kararın aslı dosya ile birlikte mahkemeye gönderilir ve mahkemece saklanır.”
44- Madde 440 – Hakem ücretini düzenleyen maddenin 5. Fıkrasındaki ‘’Hakem kararlarının’’ ibaresi değiştirilmiş ve yeni metin ‘’Aksi kararlaştırılmadıkça hakem kararlarının düzeltilmesi, düzeltilmesi, yorumlanması veya tamamlanması hâllerinde ek hakem ücreti ödenmez.’’ olarak düzenlenmiştir.
45- Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “454” ibaresi “444” şeklinde değiştirilmiştir.
No Comments